Etiyopya,Malavi,Angola,Karayip Adaları,Cenevre,New York;Makedonya...Toplam 21 yıl.Bir insan bu kadar ülkeye neden gider?Üstelik bunların bazılarında açlık,sefalet,savaş,mayın tarlaları varken...

İşte nedeni: Çocuklar!...

UNICEF Türkiye Başkanı Edmond McLoughney hayatını çocuklara adamış biri.Dünyanın neresinde olursa olsun çocuklara her zaman en iyisini verebilmek için çabalıyor.Bir buçuk yıldan bu yana da Türkiye'de.Şimdiki işi Türk çocuklarıyla...

İrlanda'da küçük bir kasabada doğmuş ve büyümüş.Babası çiftçilikle uğraşıyormuş,bu nedenle doğayla içiçe bir çocukluk geçirmiş.Liseyi bitirdikten sonra İngiltere'de Birmingam Üniversitesi'nde İş Yönetimi okumuş.Ancak 'iş dünyasının' ona uygun olmadığını anlaması uzun sürmemiş.Kendine farklı bir yön çizmeye önem vermiş.

1970'lerin ortasında Etiyopya'da büyük bir açlık sürüyormuş.Orada bulunan 'Concern' adlı İrlandalı bir sivil toplum örgütünde çalışmak için başvuruda bulunmuş.Başvurusu kabul edilince,UNICEF'e bağlı bir 'acil yardım programı' hazırlamakla görevlendirilmiş.Bu önemli görevi sırtlandığında yanlızca 22 yaşındaymış:

"Etioya Türkiye'den büyük ve çok fakir bir ülke.Bu nedenle benim için büyük bir maceraydı.Açlıktan ölen çocukları görmek üzerimde inanılmaz büyük bir etki bıraktı.Çok trajik bir durumdu."

UNICEF adına yiyecek dağıtımı yapmaktan sorumluymuş.Büyük değişimler geçiren Etiyopya'da hükümdarın darbe ile devrildiği ve devrimlerin gerçekleştiği hareketli bir döneme şahit olmuş.İki yılını burada geçirdikten sonra İrlanda'ya geri dönmüş.Burada Concern için çalışmaya devam etmiş.Etiyopya,Bangladeş,Yemen,Tanzanya gibi acil yardım gerektiren ülkeler için çözümler üretmiş.

Artık kendini değişmiş hisseden McLoughney İrlanda'da yaşamak istememiş.UNICEF tarafından Doğu Afrika'da bulunan Malavi'ye tayin edilmiş.Burda UNICEF ofisini kurmuş ve programı uygulamaya başlamış.Beş yıl geçirdikten sonra biraz ara vermesi gerektiğini düşünmüş.Okula geri dönmüş.Gelişim Yönetimi üzerine yüksek lisans yapmış.Bir süre üniversitede Gelişim Ekonomisi üzerine ders verdikten sonra yeniden UNICEF'te Program Koordinatörü olarak göreve başlamış.Bu kez tayini yine Afrika'da bulunan Angola'ya çıkmış:

"Angola'da da durum çok kötüydü.İç savaş vardı.Özellikle çocuklar çok zor durumdaydı çünkü ülkenin her yeri mayınlarla doluydu.Ben başkentte yaşıyordum ve şehirden 10-15 km uzağa gitmemiz yasaktı.Her yerde kolları bacakları olmayan insanlar görüyorduk.Takma kol veya bacakla gezen insanlar sağlamlardan daha fazlaydı."

Burada üç zor yıl geçirdikten sonra şans ona Karayip Adaları'nın sahillerinde gülmüş.Program Koordinatörü olarak dört yıl burada kalmış.Ayrı birer ülke halinde olan 14 küçük adanın sorumluluğunu almış.O dönemde bölgede tehlikeli bir problem olamaya başlayan AIDS'le ilgili önleyici çalışmalar yapmış.

Daha sonra UNICEF'in ana merkezleri olan Cenevre ve New York'ta görev yapmış.Cenevre'de kaldığı iki yıl boyunca Doğu Avrupa'da yeni ofisler açmakla görevlendirilmiş.

New York'tan sonraki istikamet Makedonya olmuş.Kosova Krizi'nin en yoğun olduğu dönemlerde burada bulunmuş:

"Bir anda gelen 400 bin göçmenle karşı karşıyaydık.İnsiyatif kullanarak mülteci çadırlarında çeşitli çadır okulları'nın kurulmasını sağladım.Kriz patladıktan altı hafta sonra bütün mülteci çocuklar okullarına gidiyordu.Bu bizim için oldukça büyük bir başarıydı.Üç yılı burada geçirdim."

Son durak Türkiye olmuş.Ağustos 2001'den bu yana UNICEF Türkiye'nin başkanlığını yapıyor.

20 Ekim 2002,Hürriyet İnsan Kaynakları