Atatürk Devrimi; 19 mayıs 1919’da başlamıştır. İlk evresi Milli Mücadeledir. İkinci evresi Cumhuriyetin ilanından 10 kasım 1938’e ölünceye kadarki süreci kapsar. Bu nedenledir ki, Mustafa Kemal, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşını ve Cumhuriyeti yaratan tarihi oluşum sürecini "TÜRK DEVRİMİ" terimiyle tanımlamıştır. Batılılar ise, Milli Mücadeleyi ve devamı olan devrim hareketini, felsefesini ve düşüncesini "Kemalist Devrimler" olarak nitetendirmişlerdir. Türk Ulusu ise, Mustafa Kemal’in önderliğinde gerçekleştirdiği "Türk Devrim Harekatını", duyduğu sevgi ve saygıdan ötürü Atatürk Devrimleri olarak adlandırmıştır.

ATATÜRK DEVRİMİNİN TANIMI
Atatürk devrim anlayışını şöyle açıklamaktadır:
"Türk inkılabı nedir? Bu inkılap, kelimenin vehleten ima ettiği ihtilal manasından başka, ondan daha vasi bir tahavvülü ifade etmektedir. Bugünkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen eski şekilleri bertaraf eden en mütekamil tarz olmuştur."
"Büyük Ulusumuzun yaşamının akışında yaptığı bu değişikliği, herhangi bir ihtilalden çok fazla, çok yüksek olan en büyük devrimlerdendir."
Atatürk, devrim tanımlamasını ve amacını da şöyle yapmıştır:
"Türk Milletini son yüz yıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak, yerlerine, milletin, en yüksek uygarlık gereklerine uygun olarak ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymak olmaktır." ve "İnkılap, mevcut müesseseleri zorla değiştirmek demektir."
Atatürk, izlediği devrim hattını ve yöntemini Anadolu’ya çıktığından dokuz yıl sonra şöyle açıklamaktadır:
"Uygulamayı bir takım evrelere ayırmak, olgulardan ve olaylardan yararlanarak, milletin duygularını ve düşüncelerini hazırlamak ve konak konak yürüyerek hedefe ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Eylemlerimiz, mantıklı bir sıra ile düşünülürse, ilk günden bu güne kadar izlediğimiz genel doğrultunun; ilk kararın çizdiği hattan ve yöneldiği hedeften asla sapmamış olduğu kendiliğinden ortaya çıkar."   
Atatürk fikrini eyleme dönüştürmeden önce, yani devrim yapmadan önce halkı hazırlamakta ve onlara benimseterek, aşama aşama bir süreç doğrultusunda hareket ederek gerçekleştirmiştir.
Atatürk devrimciliğinin en güçlü yanı yeni çağdaş düşüncelere açık oluşudur. Bu nedenle hedefi "çağdaş uygarlık düzeyi" üstündür. Diğer bir deyişle, Atatürk ulusal ve çağdaş evrensel değerleri birleştiren bir devrimcidir.
Atatürk "doktrin istemem" demiş ve eklemiştir, "sonra donar kalırız, halbuki biz yürüyüş halindeyiz." Atatük devrimlerinin sürekliliği bu düşünceden doğmuştur. Akıl ve bilime dayanan Atatürk devrimciliği pragmatik bir nitelik taşır.
Ulusal bağımsızlık ve egemenlik ilkesinden yola çıkan Atatürk; evrensel insan hakları olan özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı bir toplum yaratmayı öngörerek devrimler yapmış, demokratik laik sosyal hukuk devleti kurmuştur. Türk Devleti’nin ana nitelikleri; Atatürk ilke ve devrimleridir.