Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / Atatürk Haftası
 
Atatürk ün Kişisel Özellikleri
 

ALÇAKGÖNÜLLÜYDÜ
Mustafa Kemal, yapılan işleri, elde edilen başarıları asla kendine mal etmez, hiçbir zaman kendini övmezdi. Her zaman: "Türk milleti başardı" derdi.
Çocukları çok severdi. Sık sık okullara gidip çocukların arasına karışarak onlarla birlikte ders dinlemekten ayrı bir zevk alırdı. Bir gün gittiği okulda sınıfların birine girdi. İşlenen konu "Kurtuluş Savaşı" idi. Öğrenci tahtada konuyu çok iyi anlattı. Atatürk öğrenciye övücü sözler söyledikten sonra sordu:
-Bir şey söylemeyi unuttun, Türk milletin! kim kurtardı?
-Atamız kurtardı!
Atatürk bu cevaba katılmadı, şöyle dedi:
-Hayır çocuğum, Türk milletini kendi kanı kurtardı.

ÇALIŞKANDI
Atatürk’ün yaşamı sürekli zorluklar içinde geçmiştir. Hep mücadele içinde olduğu için asla belirli bir çalışma saati, dinlenme saati olmamıştır. Yapacağı işi bitirinceye kadar durmadan, dinlenmeden, uyumadan, yemeden, içmeden çalışırdı. Hiç yorgunluk, bezginlik göstermezdi. Savaş yıllarında 24 saat uyumadan, dinlenmeden çalıştığı günler olurdu.

KENDİNE GÜVENİRDİ
İyi bir öğrenim görmüştü. Öğrenim yıllarında meslekî bilgilerle donanmış,yaşamı boyunca bilgilerin’! tazelemiş, sürekli okumuş ve araştırmıştır. Son derece de zekî olduğu için en zor koşullarda bile kendine güvenin! hiç kaybetmemiştir. Bu yüzden yaşamı boyunca karşısına çıkan bütün engelleri, zorlukları yenmeyi başarmıştır.

AÇIK SÖZLÜYDÜ
Ata’nın bu özelliğini, şu sözleri ne güzel anlatmaktadır: "Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda gereği olmayan bir sırrı kalbinde taşıyacak güçte olmayan bir adamım. Çünkü ben bir halk adamıyım. Ben, düşündüklerimi daima halkın önünde söylerim. Yanlışım varsa halk beni uyarır. Fakat, şimdiye kadar halkın beni uyardığını görmedim."

BARIŞSEVERDİ
Ömrünün önemli bir bölümü savaşlarla geçen, dünyanın en büyük komutanlarından biri olan Atatürk aslında savaşmayı sevmezdi. O, hep barışı getirmek için, zorunlu kaldığı için, yurdu için savaşmak zorunda bırakılmıştır.
"Yurtta barış, dünyada barış" sözleri, ne büyük bir barışsever olduğunu göstermeye yeterlidir.

SANATSEVERDİ
Atatürk, sanata, özellikle de güzel sanatlara pek düşkündü. Sanatçıya büyük değer veren Atatürk: "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz... Fakat sanatkar olamazsınız." sözleriyle sanatçıya;
"Sanat güzelliğin ifadesidir; bu ifade sözle olursa şiir, nağme ile olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, bina ile olursa mimarlık olur...Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir..." sözleriyle de sanata verdiği önemi açıkça ortaya koymuştur.
 
ÇOK YÖNLÜYDÜ
Çok zeki ve çalışkan olan Atatürk aynı zamanda çok yönlü bir insandı. Kültürlü, ileri görüşlü, açık sözlü bir insan; yetenekli ve cesur bir komutandı. Bir kurtarıcı, bir kurucu olan Atatürk, esir uluslar için manevî bir lider; Batı uluslarının hayranlık duyduğu bir kahramandı.
Atatürk, çok güzel ve etkili konuşan bir hatipti. Bütün sanat dallarından hoşlanır, sanatçılara saygı duyar, sık sık onlarla birlikte olurdu. O, kendini çok iyi yetiştirmiş, pek çok konuda bilgi sahibi, aydın, yurt sevgisin! her şeyden üstün tutan bir kişiydi.

DEVRİMCİYDİ
Atatürk, tam bir yenilikçi, inkılapçıdır. Halkın duygularım, isteklerini çok iyi anlamıştı. İnkılaplarım gerçekleştirirken yakıp yıkıcı değil, okşayıcı, ikna edici olmuştur. Ulusumuzun ilerlemesi, çağdaş uygarlığı yakalaması, modern bir toplum olabilmesi için ekonomi, eğitim, hukuk, kılık kıyafet, yönetim... gibi alanlarda yenilikler yaptı.

İLERİ GÖRÜŞLÜYDÜ
Atatürk, geleceği iyi hesaplayan, her şeyi önceden görmeye çalışan bir insandı. Son derece uyanık ve dikkatli olduğu için gözünden hiçbir şey kaçmazdı. Her şeyi en küçük ayrıntılarına kadar hesaplar, küçük şeylerden büyük sonuçlar çıkarmasını bilirdi. Son derece isabetli, yanılmaz bir muhakeme gücü vardı. Bu sayede olacakları önceden tahmin edebilirdi.
Nitekim, 1. Dünya Savaşı’nın çıkacağını, Almanya’nın yenileceğini önceden görmüştü.