Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / 29 Ekim
 
Cumhuriyete Giden Yol
 

Cumhuriyet kurulmadan önce ülkemiz padişahlıkla yönetiliyordu ve devletin adı "Osmanlı İmparatorluğu" idi. Padişah olmak için çok önemli özelliklere, yeteneklere sahip olmaya gerek yoktu. Çünkü padişahlık, babadan oğula geçiyordu, Osmanlı İmparatorluğu ilk zamanlarda üstün başarılar gösteren, iyi hikmetler veren, halkım düşünen Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman gibi padişahlar döneminde dünyanın en büyük devleti konumuna geldi. Daha sonraları ise yeteneksiz ve beceriksiz padişahlar ve devlet adamları yüzünden geriledi. Güçsüz, geri kalmış bir ülke konumuna düştü.
 
1914 yılında çıkan 1. Dünya Savaşı’na girildi. Büyük kahramanlıklar gösterdiğimiz bu savaştan, birlikte katıldığımız devletler yenik çıktığı için biz de yenik sayıldık.

Dört yıl süren 1. Dünya Savaşı’ndan sonra düşmanlar yurdumuzu dört bir yandan işgal etmeye başladılar. Başta İstanbul, İzmir, Adana, Antalya olmak üzere pek çok kentimize, kasabamıza düşmanlar girip yerleştiler. Halka olmadık eziyetler, kötülükler yaptılar.
Bütün bunlar olup biterken padişah, rahatını bozmamak için düşmanlarla anlaşma yolunu seçmişti, ulusunu düşünmüyordu. Yurdun ve ulusun içine düştüğü bu kötü durum, Mustafa Kemal’i harekete geçirmişti. Yurdun üstünde dolaşan kara bulutları dağıtmak istiyordu. Bu amaçla 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıktı. Orada halkımıza yurdun durumunu anlattı. Erzurum’a, Sivas’a gitti. Buralarda yurdun çeşitli yerlerinden gelen temsilcilerle Erzurum ve Sivas Kongrelerini yaptı. Türk ulusu ya tüm düşmanları yurttan kovarak bağımsızlığına kavuşacak; ya da hep birlikte ölene kadar mücadele edecekti.
Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya geldi. Kurtuluş Savaşı’nı yönetmek için kendisine burayı merkez yaptı.
TBMM, 23 Nisan 1920’de Ankara’da açıldı. Başkanlığa da Mustafa Kemal seçildi.
Artık düşmanlarla önemli çarpışmalar yapılmaya, başarılar kazanılmaya başlandı. 1. ve 2. İnönü Savaşları, Sakarya Meydan Muharebesi kazanıldı. Bütün cephelerde Türk ordusu büyük zaferler kazanıyor, düşmanları yurttan söküp atıyordu.
 
Sonunda Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 26 Ağustos 1922 günü Türk ordularına, düşmanlara son darbenin vurulması emrini verdi. 30 Ağustos 1922 günü, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile düşman orduları yok edilip kesin zafer kazanıldı.
 
Kurtuluş Savaşı, Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanınca son Osmanlı Padişahı Vahdettin, bir gece gizlice bir düşman gemisine binerek ülkeyi terketti.
 
Askerî zaferden sonra İsviçre’nin Lozan kentinde yapılan uluslararası toplantılarda, Türk ulusunun bağımsızlığı bütün devletlerce kabul edildi. Artık savaş yılları sona ermiş, bağımsız Türk devleti, varlığım tüm dünyaya duyurmuştu.
 
Atatürk’e göre Türk ulusunun padişahlıkla yönetilmesi düşünülemezdi. Artık Türk ulusunun kendi kendini yönetmesi gerekiyordu.
 
Mustafa Kemal, arkadaşları ile bu konuyu uzun uzun konuştu."Türk ulusuna en ’uygun yönetim şekli cumhuriyettir." diyerek düşüncesini belli edip cumhuriyetin kurulması için çalıştı. Nihayet 29 Ekim 1923 günü "Cumhuriyet" ilan edildi. Yeni Türk devletinin adı "Türkiye Cumhuriyeti" oldu.
 
TBMM ilk cumhurbaşkanlığı seçimini yaptı. Bütün milletvekillerinin oybirliği ile Mustafa Kemal Atatürk, ilk cumhurbaşkanı seçildi.
 
Bütün ömrünü milletine adayan Ulu Önder Atatürk, ölünceye kadar da Cumhurbaşkanı olarak ulusuna hizmet etti.