Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / İnsan Hakları
 
Tarihçe
 
Tarihte, yakın zamana kadar, insanlar arasında bugünkü anlamda eşitlik yoktu. Eski zamanlarda halk ırklarına, cinsiyetlerine, renklerine, yerli-yabancı oluşlarına bakılarak sınıflara ayrılırdı.
Hükümdarlar, kendilerini tanrısal ve kutsal kimliklere büründürerek, olağanüstü hak ve yetkiler elde etmişlerdir. Hükümdarlardan başka, yüksek düzeydeki devlet adamları da üstün haklar elde etmişlerdir. Bunlar bolluk, rahatlık ve huzur içinde yaşıyorlardı.
Toplumun büyük ve ezici çoğunluğunu oluşturan halk kesimi ise hemen hemen hiçbir hakka sahip değildi. Yoksulluk, açlık, ölüm korkusu içinde yaşıyorlardı. Ülkenin en ağır hizmetlerimİ görürler, savaşlara giderler, vergilerini verirler; ama "insan gibi" yaşayamazlardı.
Eski Yunanistan’da insanlar arasında yerli-yabancı ayrımı yapılmış, Atinalı ana-babadan olmayanlar vatandaş sayılmayıp köle muamelesi görmüşlerdir.İslamiyetten önceki ilkel Arap kabilelerinde insanlar arasında cinsiyet ayrımı gözetilmiştir. Erkek çocuklar üstün görülmüş, kız çocukları diri diri kuma gömülmüştür.
Ortaçağ Avrupa’sının derebeyliklerinde ise halk korkunç bir baskı altına alınmıştır. Bu ayrım ve baskılara karşı ilk hareket İngiltere’de görülür. 13. Yüzyılda ingiliz halkı, fazla vergi toplandığı gerekçesiyle krala karşı ayaklanmıştır.
Bunun sonucunda da ünlü "Magna Carta" (Büyük Şart) kabul edilmiş, kral tarafından halka bazı haklar verilmiştir. Yeni çağda da halkın, devlet yönetiminin haksızlıklarına karşı hoşnutsuzluğu artmış, çeşitli tepkileri ortaya çıkmıştır.
İspanya, Fransa, Rusya gibi ülkelerde yöneticilere tanınan tanrısal haklara karşı ülkenin aydınları halkı bilinçlendirmek için yazılar yazmış, konuşmalar yapmışlardır. Bilgi ve bilince dayanan bu uyanış, insanların özgür ve eşit olduklarını, kendi kendilerini idare edebilme hakkına sahip bulunduklarını ortaya koymuştur.
İnsan haklarıyla ilgili bilinçlenme ve çalışma süreci 17.Yüzyılın sonlarıyla 18. Yüzyılın başlarında tüm dünyada görülmeye başlandı.
Amerikalıların 4 Temmuz 1776’da İngilizlere karşı ilan ettikleri "Hürriyet Beyannamesi" ve 1789’daki Fransızların "İnsan Hakları Beyannamesi" bu uyanışın önemli örneklerindendir. 19. Yüzyıldan sonra insan hak ve hürriyetleri oldukça genişlemeye başladı.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra bireylere daha geniş hak ve hürriyetler tanındı. Savaşın basında yayınlanan "Atlantik Beyannamesi"nde insan hak ve hürriyetlerine geniş yer verildi.
Birleşmiş Milletler’e dahil olan ülkeler, 10 Aralık 1948 yılında "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi"ni kabul ederek, insan haklarında yeni bir çığır açmışlardır.
2.Dünya Savaşı’ndan sonra bireylere daha geniş hak ve hürriyetler tanındı. Savaşın basında yayınlanan "Atlantik Beyannamesi"nde insan hak ve hürriyetlerine geniş yer verildi.
Birleşmiş Milletler’e dahil olan ülkeler, 10 Aralık 1948 yılında "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi"ni kabul ederek, insan haklarında yeni bir çığır açmışlardır.