Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / Öğretmenler Günü
 
Öğretmenlik Üzerine Yazılar
 

DÜNDEN BUGÜNE ÖĞRETMEN

İnsanın bu güne gelmesi, yeryüzünde belirmesinden başlayarak bu güne ulaşması milyonlarca yıldır uygarlaşması sonucu olmuştur. Çevresine ve kendisine yabancı, bilinçsiz insan, iğneyle kuyu kazmak örneği karanlıkları adım adım aydınlatarak, kafasındaki düğümleri, bilmeceleri çözerek çevresini, dünyasını genişletmeye çalışmıştır. Her çözülen düğüm, bir başka düğümün başlangıcı olmuş, genişleyen ufuklar, insanı insanlaştırmıştır.
İnsanoğlu, elde ettiği bilgilerin, yaşamında ne denli önemli olduğunu çabuk kavramış, bu bilgileri o kadar titizlikle korumuş, üzerinde titremiştir ki aynı zamanda bu bilgileri gelecek kuşaklara aktarmayı, varlığının birinci koşulu saymıştır. Taş baltanın uçunu keskinleştirmeyi öğrenen, birlikte avlanmanın yararırı yasayarak kavrayan, giderek düşünmeyi öğrenen insan, bu hazineleri çocuklarına aktarmayı akıl etti. Böylece insanlığın uygarlığa adımım atmasıyla doğdu öğretmenlik mesleği.
Öyle ise öğretmenlik, insanlaşmakla başlar. İlkçağdaki toplumları incelersek hepsinde de bilge kişi olarak bildiklerimizin aynı zamanda birer öğretmen olduklarını görürüz.
İşte Sokrates, işte Platon, işte Aristo! ilkçağın en büyük bilgini sürekli araştırıyor; inceliyor, düşünüyor ve sonunda yaratıyordu. Bunu yaparken de öğrencileri yanındaydı hep. Bilgiyi, düşünceyi dantel dantel örüyordu onlarla. Ve biliyordu ki bunlar, öğrencileri aracılığıyla geleceğe yol bulup uzanacaklardı.
Sokrates’in savunmasını izleyen öğrencisi Platon olmasaydı, onun neler düşündüğünü, ne denli yiğitçe bir savunma yaptığını hiçbir zaman öğrenemeyecektik. İnsanın uygarlaşma aşamalarında bu denli önemlidir öğretmenin yeri.
Her yüzyılda karanlığa karşı bilimin, sevginin, insanlaşmanın yanında olan;kafaları kilitleyen boş inançların zincirlerini kırmak için mücadele eden öğretici insan, geçmişten bugüne onurlu savaşımım sürdürüyor.
O, her devirde ileridir. Çünkü bilgidir, bilime olan inançtır, sevgide yürektir, erdemde insanlıktır.
Bugün de insanlığın gelişmesinde özgürlüğün ne denli önemli olduğunun bi-lincinde olan öğretmen "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller yetiştirmeyi, insan toplumunun geleceğinin garantisi olarak görür. Bilir ki bilim ancak özgür kafalarda yeşerecek ve yerini bulacaktır. Bu yüzden özgürlüğe aşıktır öğretmen. Özgürlüğün inançlı bekçisi ve bilimin yiğit savaşçısıdır.

( Kamuran Vural, Milli Eğitim Dergisi)


ÖĞRETMEN HERZAMAN ÖĞRETMENDİR

Öğretmen, yalnız okul içinde değil, özel hayatında ve toplum karşısında da bir öğretmen ve eğitimcidir.
Öğretmen, her zaman için hareket ve davranışları ile halka ve öğrencilerine iyi, doğru, güzel ve yararlı, nezih ve olgun olanlarda örnek teşkil eden; cemiyetin haklı olarak kendisinde böyle bir oluş aradığı yüce bir meslek sahibidir.
Öğretmen için, evvela öğrencilerine kazandırması gereken yüksek vasıfları bizzat kazanmış olmak, buna ömrü boyunca gayret etmek vicdanî bir vecibe ve insani bir vazifedir.
Öğretmenin, okula ve çevresine olumlu bir şekilde etkili olabilmesi için kendi meslek vakarım zedelemeyecek durumlarda okuluna ve çevresine intibak etmesi, bunun için de muhitini sürekli bir incelemeye tabi tutup tanıması gerekir.
Öğretmenlik mesleği, daima yeni görüş ve davranışlara yakından vakıf olmayı gerektiren, kendini her an kontrol altında tutmayı ve sık sık muhasebeye çekmeyi gerektiren bir sanattır.
Öğretmenlik öyle güzel bir meslektir ki, onun konuşu insan, malzemesi insan, işçisi insan, işleneni insan, işleyeni insandır.
Her mesleğin kendi çapında toplum üzerinde bir etkisi vardır, fakat öğretmenlik mesleği doğrudan doğruya toplumun öz unsurunu hazırlayan, dolayısıyla cemiyetin bileşimini hazırlayıp mayasını kuran, hamurunu yoğuran işçiliktir.
Herkesten ziyade yeni neslin yetiştiricisi olan öğretmenin, kendi tecrübe ve görüşlerinden diğer meslektaşlarının da yararlanmasını arzulaması, buna fırsat ve imkan hazırlaması, meslekî ve millî bir ödevdir.
Öğretmenin aynı zamanda her biri kendine özgü bir teknik ve tecrübe, kendine özgü bir bilgi sahibi olan diğer meslektaşlarından yararlanmayı arzulaması ve kabullenmesi gerekir.
Öğretmen, hem kendisinin ve meslektaşlarının, hem de öğrencilerinin ve velilerinin öğretmeni bulunduğunu bir an dahi aklından çıkarmamalıdır.

(Necati TAMER)