Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / Avrupa Günü
 
1) Umut Çocukları
 

"Ailem, istanbul Küçükçekmece’de yaşıyor. Onları pek görmüyorum. Tiner kullanmaya sokakta alıştım. Üç kardeşiz. küçük kardeşim de evden kaçtı. Günlerdir onu arıyorum. heceleyerek okuyabiliyorum...".Avrupa Komisyonu’nun STK’larla işbirliği kapsamında 1998’de MEDA aracılığıyla desteklediği Avcılar Umut Evi’nde kalan çocuklardan biri de Mehmet, istanbul sokaklarıyla ilk kez üç yıl önce evden kaçtığında tanışmış. Bugün 15 yaşında. Yaşa­dıkları değil belki ama bakışları hala "çocuksu" bir umut barındırıyor gözlerinde. Mehmet’in hikayesi sokakta yaşam savaşı veren diğer çocuklardan farklı değil.
O da yaşıtı pekçok çocuk gibi, sağlıksız şartlarda, düzensiz beslenerek, eğitim imkanı olmaksızın yaşamını sürdürüyor. Evlerinden ayrıldıktan sonra, sokak, tüm tehlikeleri ile onları bekliyor. Şiddet, soğuk, tiner - bali bağımlılığı, fiziksel ve cinsel istismar, bulaşıcı hastalıklar, kaçırılma hatta öldürülme...
Çocukları sokağa iten nedenler arasında, düşük sosyo-ekonomik düzey, göç ve göçün beraberinde getirdiği çeşitli sorunlar, parçalanmış aile, aile içi şiddet, cinsel istismar, eğitimsizlik, ilgisizlik, ihmal ve sevgisizlik bulunuyor. Mehmet’in kendi evden ayrılma nedeni ise suskun gözlerinde gizli.
Sokak çocuklarının sayışı Türkiye’de her geçen gün artıyor. Bu sorun, gelişmekte olan ülkelerde de gelişmiş ülkede de var. Tek fark, bu işin çözümüne ayrılan kaynaklar, işte Avrupa Komisyonu, sokak çocuklarının yaşamındaki bu olumsuzlukları bir nebze giderebilmek amacıyla, Umut Çocukları Derneği’ne sağladığı 70.000 Euro’luk destekle, Mehmet gibi onlarca çocuğun, sağlıklı ve sosyal bireyler olarak yetişmelerine ve sorunlarının çözümüne katkıda bulundu.
Projeyi yürüten Umut Çocukları Derneği Başkanı Yusuf Kulca, Komisyon’un desteklediği projenin kendileri için önemli bir başlangıç   olduğunun   altını   çiziyor. "1996 ’da kurduğumuz Avcılar Umut Evi île Türkiye’de bir "ilk"e imza attık. Avrupa Komisyonu’na proje sunuşumuz, ekonomik anlamda zor durumda olduğumuz bir döneme rastlar.
Aldığımız destek. Evin uzun ömürlü olmasını sağladı. Evin belli ihtiyaçlarının ve personel giderlerinin karşılanmışı, derneğin, çocuklara sunduğu sağlık, eğitim, hijyen, bilgilendirme bilinç artırma gibi faaliyetlerinin devamlılığı ve çeşitlendirilmesi açsından önemliydi.
Proje hedeflerinden biri de mesleki eğitim sağlamak üzere mum ve marangozluk atölyesi kurulmasıydı. Ancak, Türkiye’deki bazı bürokratik nedenlerle bu unsur tamamlanamadı. Bunun yerine, 26 çocuğa bir seramik firmasında mesleki eğitim imkanı sağladık. Projeyle, ilk kez uluslararası bir deneyim yaşadığımız için başlangıçta, raporlama ve bütçelendirme gibi alanlarda, doğal olarak tecrübesizlikler yaşadık. Ancak bu daha sonraki projelere farklı bakmamızı sağladı. Bugün nasıl bir proje hazırlamamız gerektiği konusunda pekçok sivil toplum kurulusunun önündeyiz".
Komisyon ile uluslararası bir proje deneyimi kazanmış olmanın diğer projelerine ulusal/uluslararası sponsor bulmakta prestij sağladığım vurgulayan Kulca, "sonraki projelerde daha sağlıklı, güvenli ve tecrübeliydik. Şimdi yeni bir proje yapmaya kalksak, kimseden destek almadan amaçları, faaliyetleri ve bütçesiyle hazırlayabiliriz. Bugün Banvit, UNICEF, Dünya Bankası, IBM gibi ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içindeyiz. Artık kaynak bulabiliyoruz" diyor.
Çocukların sorunlarının çözümüne yardımcı olmak ve ihtiyaçlarım karşılayabilecekleri bir barınak sunmak için kurulan Avcılar Umut Evi, beş yıldır ayakta. Çocukların temel ihtiyaçları karşılanıyor. Sağlıklı bir ortamda yaşıyorlar. En önemlisi de belli alışkanlıklar kazandırılarak, sosyalleşmelerine katkıda bulunuluyor. Umut Evi’ne bıçak, tiner, sigara ile girmek yasak. Sağlık, eğitim, psikolojik danışmanlık hizmetleri gönüllülerce sağlanıyor. Dernek, daha sonra Avcılar’daki eve, Bakırköy’de bir yenisini daha eklemiş. Dünya Bankası ile işbirliği içinde yürüttüğü bir diğer projeyle, Dolapdere Çamaşırhanesini faaliyete geçirmiş.
Çocuk Esirgeme Kurumu’nda 12 yıl kaldıktan sonra, 18 yaşında "sokak’la tanışan ve üç yıl yaşam savaşı veren Kulca, sokak çocuklarının sorunlarına yabancı değil. "Bir umut varsa ve o umudu yakaladigınızda, misyonu alıp götürüyorsunuz. Ben, çocuklarda bu umudu yakaladım" diyen Kulca, bu işe nasıl baş koydugunu anlatıyor: "Sokakta yaşamaya başladigımda liseyi yeni bitirmiştim. Eğitim, sokaktaki olumsuz olaylara karışmamı önlediği gibi kendimi korumamı da sağladı, istanbul’un Topkapı, Şehremini, Cevizlibag, Mevlanakapı, Yenibosna, Sefaköy ve Avcılar gibi semtlerinde, mezarlıklarda, samanlıklarda, derme çatma evlerde, terkedilmiş ev ve arabalarda kaldım. Muavinlik yaptım, araba yıkadım tamirhanelerde, fabrikalarda, yolcu otobüslerinde çalışıp, simit sattım. Bir yandan da egitime devam etmek için çaba gösteriyordum. Üniversiteyi kazanmam, hayatımın dönüm noktası oldu. Gece çalışıp, gündüz okula gittim. Üniversitedeki arkadaşlarımla, aramızda topladigımız paraları, bu çocuklara harcamaya başladık".
Kulca, 1980’lerde, bireysel olarak başladığı çalışmaları, toplumda sokak çocuklarına yönelik önyargılara aldırmadan, 1992’de bir dernek çatışı altında biraraya getirmiş. Dernek, Türkiye’de bu sorunla mücadeleyi başlatan ilk sivil girişim olarak biliniyor.

http://www.umutcocuklari.org.tr