Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / Avrupa Günü
 
3) Korunmaya Muhtaç Çocuklar
 

Avrupa Komisyonu, Türkiye’de korunmaya muhtaç çocukların kaldığı yuvalarda, felsefe ve insan hakları eğitimi verilmesini hedefleyen bir projeyi 1998-99 döneminde MEDA kapsamında hayata geçirildi. Türkiye Felsefe Kurumu’nun, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı 16 çocuk yuvasında uyguladığı projeye, 70.000 Euro’luk destek sağlandı.
Yuvalarda bulunan 9-12 yaş arasındaki çocukların, hem kendi haklarım, hem de başkalarının haklarını koruma konusunda eğitilmesini ve felsefe ile tanışmalarım hedefleyen proje sonucunda, 200’den fazla çocuk, soru sormayı, olaylar arasında bağlantı kurmayı, felsefe ve insan hakları ile ilgili kavramları, günlük yaşamdan yola çıkan somut örnekler yardımıyla öğrendiler.
Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ve Türkiye Felsefe Kurumu işbirliğiyle yürütülen proje, 8-10 bin civarında çocuk ve gencin, yuvalarda barındığı Türkiye açısından önemli bir "ilk". Neden bu projeye ihtiyaç duyuldu. Bu sorunun cevabım proje uygulamasına eğitici olarak katılan Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Araştırma Görevlisi Nermin Gedik veriyor: "Özellikle yuvalardaki çocuklar seçildi çünkü bu çocuklar, digerlerine nazaran zarar görmeye, etki altında kalmaya daha açık. Kendilerini korumaya daha çok ihtiyaç duyuyorlar.
Gerek insan haklarının,gerekse felsefe egitiminin, çok erken yaşlarda baslaması gerekiyor."  Gedik, programın temel amacını, çocuklara haklarım kurallar şeklinde öğretmek değil, olaylar arasında bağlantı kurarak, neden-sonuç ilişkisi üzerinde düşünmelerini sağlayarak rehberlik etmek olarak açıklıyor.
Projenin ilk altı ayı, Türkiye’ye ve hedef gruplara uygun eğitim malzemesinin geliştirilmesine ve öğretmenlerin soru cevap yöntemi kullanma konusunda eğitilmelerine ayrıldı, ikinci altı ayında ise, yuvalarda uygulamaya geçildi.
Gedik, proje çalışmalarım anlatırken, çocukların dünyada olup bitenlere kendi gözleriyle bakmalarını sağlamak amacıyla özellikle soru-cevap yöntemi kullandıklarını vurguluyor:
"ilk aşamada, düzenlenen 15 günlük bir eğiticilerin eğitimi semineriyle, uygulamayı yürütecek 15 felsefe öğretmeni eğitildi. Sonra, projenin uygulanacağı yuvalar seçildi. Yaş ve gönüllülük esasında, çocuklar belirlendi Proje, Ankara, istanbul. Samsun, Antalya ve Adana’daki yuvalarda, haftada en az beş saat süreyle uygulandı. Bu çocuklar özel bir grup olduğu, bazılarında güven ve iletişim sorunları görüldüğünden, öğretmenler, ilk haftalarda ders işlemekten çok, çocuklarla iletişim kurmaya ve onların güvenin! kazanmaya zaman ayırdılar. Eğitim malzemesi olarak bir öykü kitabından yararlandık: Zeyno. 9-12 yaşlarında bir kız çocuğu olan Zeyno, afacan, soru soran, gözlemleyen, yorum yapan bir çocuk. Kitapta geçen öyküler, çocukların kendilerin! kolaylıkla Zeyno ile özdeşleştirmelerin! sağladı".
Gedik’e göre dersin işleniş yöntemi de kendi içinde bir demokrasi ve insan hakları uygulaması: "Her derste Zeyno kitabinin belli bir bölümü okunduktan sonra çocuklar soru sorup, cevaplandırmaya teşvik edildi.