Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / Dünya Çocuk Kitapları Haftası
 
Sevgisi
 
En çok kitap okumakla şöhret almış memleketlerde de okumak merak ve zevki, pek çok kimselerde, kendiliğinden doğmuyor, ticaret maksadıyle de olsa onu beslemek için, bizim Çocuk Kitapları Haftamıza benzer türlü çarelere başvurulur.
Paris’te bulunduğum yıllarda bunun eğlenceli denebilecek pek çok biçimlerine rastladım. Mesela oturduğum mahalledeki lüks bir kadın berberini hatırlarım. Komşu olarak bir gün bu dükkandan davetiye geldi. Dükkanda, yeni basılmış bazı kitaplar ve yazılarını tanıtmak için bir kokteyl veriliyordu. Meslekler arasında bazı acayip yakınlıklar vardır. Nitekim berber dükkanlarının kültür işinde, öteden beri bizde de az çok bir rolleri görülür. Hele bunların büyükçelerinde sıranızı beklerken elinize bir gazete, bir mizah dergisi yahut resimli bir magazin tutuştururlar. O güne kadar pek isimlerin! de bilmediğiniz bu dergi ve magazinleri karıştırarak resimlerine bakar, karikatürlerine gülümsersiniz;ötelerinden berilerinden yazılar okursunuz; hatta bunların içinde meraklı bir hikayeye tutularak, gözlük kullanmıyorsanız, ayna karşısındaki koltuğunuza da götürürsünüz. Fakat bahsettiğim Paris berberinde düzen büsbütün başkadır. Dükkanın çok geniş olan bekleme bölümü görünüşte lüks bir oturma salonu, gerçekte bir kitapçı dükkanı idi. Vitrinlerinde en yeni kitaplar sergileniyor. Sıra bekleyen bayanlar bunları karıştırıyorlar, sonra giderken bir iki tanesini çantasına atıyorlardı. Kitapların pek de ucuz olmayan fiyatları saçlar için verilen para ve bahşişlerden sonra onlara asla ürkütücü görünmüyordu. Gündelik ticarete o gün bir de edebi ziyafet çeşnisi verilmişti. Kadın, erkek davetliler lüks bir kokteyle gider gibi giyinmişlerdi. Satılan kitaplardan bazılarının yazarları da, tesadüfen gibi orada bulunuyorlardı. Aralarında belli başlı adamlar da vardı. Ayakta kokteyl içen, güzel, küçük sandviçler yiyen davetliler ile yazarlar arasında, yine tesadüfen gibi, tanışmalar oluyor; grup halinde, onlardan her biri için ayrılmış küçük masalara gidiliyor; karşılıklı türlü komplimanlarla yazılıp imzalanıyor ve kasa durmadan işliyordu. Büyük bir canlılık ve neşe ile konuşmalarına rağmen yazarlardan bazılarım bu tezgahtarlık durumundan biraz sıkılıyor gibi gördüm. Fakat belki de bu benim şarklı kuruni tumdan ibaretti. Dükkan sahibinin o gün kokteyllere ve sandviçlere kaç para sarfettiğini bilmiyorum. Fakat benim bile koltuğumda bir kaç bin franklık kitapla sokağa çıkmış olmama göre, hasılat çok iyi olacaktı. Masaların bir kısmını dolduran kitap yığınları, kar gibi erimişti.
Birçok basımevleri ve başka organizasyonlar, sık sık buna benzer günler ve törenler düzenlerler. Bende, hatta Fransız gonco-i urt (Gonkur) akademileri başta olmak üzere birçok cemiyetlerin senelik şiir, roman vb. mükafatlarının biraz da halkı kitap almaya ve okumaya teşvik maksadıyle yapıldıkları kuskusu uyanmıştır.
Bu sonbahar mevsiminin hemen her bir iki haftasına rastlayan mükafat günlerinde, çarşıların hali görülecek şeydir. Hele Goncourt Mükafatı günü, akşam üstüne doğru, en sapa mahalle pazarlarında adeta yaya kaldırımlarına tezgah kurulur. Her yaşta birçok orta halli ve hatta fakir insanlar, filelerine doldurdukları ucuz zerzevatlar arasına, bir iki tane de, belinde boyası kurumamış kuşağıyle o gün mükafat kazanan kitaptan bir tanesini sıkıştırırlar.
 
Reşat Nuri Güntekin (Yedigün Dergisi’nden)