Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler / Verem Haftası
 
Türkiye de Verem Savaş
 

Verem, yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada insanlığı kemiren en önemli hastalıklardan biridir. Türkiye’de Cumhuriyet’ten önce ve Cumhuriyet döneminin ilk yarısında çok yaygındı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında dünyanın her tarafında olduğu gibi Türkiye’de de bu hastalığa tutulanlar çok artmış ve veremden ölümler çoğalmıştır. Sağlık Bakanlığınca 1943-2947 yılları arasında beş büyük şehirde yapılan ölüm tespitlerinde ölüm sebebi olarak veremin daima ilk üç sırayı alan hastalıklar arasında bulunduğu ve veremden ölüm oranının yüzde 13,5’i bulduğu görüldü.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra verem, milli bir sorun olarak ele alındı.(1945) Gönüllü kuruluşların sayışı üç yıl içinde 48’i buldu. (1948) İstanbul’da bir verem konferansı toplandı. Veremle ilgili kuruluşların ve kişilerin katıldığı bu önemli toplantıda veremin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu ortaya konarak kamuoyuna yansıtıldı. Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği de bu toplantı sonunda kuruldu. (1948) Derneğin başkanlığına Prof.Dr.Tevfik Sağlam seçildi. 15 yıl bu görevde kalan Sağlam, azmi, geniş bilgisi, pratik zekası ve buluşlarıyla verem savaşma önderlik etti, verem savaşının başarıya ulaşmasında büyük rol Oynadı. 1948’de 2537 Sayılı Kanun’la eğlence yerlerinden belediyece alınan verginin yüzde 10’unun verem savaş derneklerine verilmesi kabul edildi. Bundan başka Sağlık Bakanlığınca bu derneklere para, malzeme ve personel yardımı yapılması 5368 Sayılı Kanun’la öngörüldü.(1949) Böylece resmi ve gönüllü verem savaş kuruluşlarının tam bir işbirliği içinde çalışmaları sağlandı.
1953’te yurt çapında tüberkülin testi ve verem aşısı (BCG) kampanyasına girişildi. 1960’ta köyler için gezici verem röntgen, verem tarama ekipleri kuruldu. Şehirlerde dispanser sayısı artırıldı.

(Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi)