Okullarda eğitsel kolların yararına inanıyor musun?
Evet, güzel çalışmalar yapılıyor
Hiç bir yararı yok
Bazı kollar okul süresince çok aktifler
 
  
 
 
   
Özel Günler
 
Sakatlar Haftası
 

HAFTANIN ANLAM VE ÖNEMİ

Hepimizi uzaktan yakından ilgilendiren toplumsal konulardan birisidir sakatlık. İnsanlar çağlar boyu toplu halde yaşamışlar ve yaşamaya devam etmektedirler. Yaşantımızda eksikliğini hissettiğimiz her durum mutluluğumuzu etkiler. Ama bir organımızın eksikliği ise yaşamımızı daha çok etkiler.
Her nedense sağlam olanlar, sakatların, özürlülerin halinden pek anlamaz. Sakatlık çok önceki çağlarda insanlık için bir felaket sayılıyordu. Hatta bazı toplumlar sakat doğan çocukları yok ediyorlardı.

Ortaçağ’dan sonra sakatlara karşı diğer insanlar daha olumlu düşünmeye, yardımcı olmaya başladılar.
Onların da sağlam yurttaşlar gibi eğitilip, topluma kazandırabileceklerini anladılar. Sakatlık ya doğuştan olur, ya da sonradan karşılaştığımız bir kaza ya da bir hastalıkla ortaya çıkar.
Sakatlara karşı istenilir düzeyde ilgi ve yardımı ilk defa Ortaçağ’dan sonra Avrupa’da İspanya ve İngiltere’de görmekteyiz. Bu ülkelerde sağır ve körlere yardım edilmiş, diğer insanlar gibi eğitilmiş, topluma kazandırılmaya çalışılmıştır.
Yurdumuzda ilk defa İstanbul’da Sultanahmet Ticaret Lisesi’nde sağırlar sınıfı açılmıştır.
Daha sonra 1944 yılında Aksaray’da açılan Sağırlar Okuluyla sakatlara yardımcı olunmaya çalışılmıştır. 1951 yılında 5822 sayılı yasayla yurdumuzda açılmış bulunan sağırlar ve körler okullarının eğitim ve öğretimi Millî Eğitim Bakanlığı’na bir görev olarak verilmiştir.Bugün ise yurdumuzda 4 körler, 16 sağırlar okulu vardır.Bu okullara doğuştan kör, sağır veya sonradan sakatlanan yurttaşlarımız  eğitilirler.
Sakatlarla ilgili temel olan durum, yardımcı olmak ve anlayış göstermek olmalıdır.
Toplum olarak sakatlara, özürlülere ilgi göstermeli, onlara acımadan, isteyerek yardım etmeliyiz. Yurdumuzdaki Sakatları Koruma Millî Koordinasyon Kurulu’nca sakatlarla ilgili ayrı ayrı günler kaldırılarak etkinlikler tek bir hafta içinde toplanıp düzenlenmiş, bu çok önemli konunun bu yolla değerlendirilmesi kararlaştırılmıştır.
Böylece, 10-16 Mayıs tarihleri arası "Sakatlar Haftası" olarak kabul edilmiştir.Hafta boyunca her gün bir sakatlık ve özür grubunun sorunları ele alınır, bunların üretici duruma nasıl getirileceği hususu üzerinde durulur ve türlü etkinlikler sergilenir.

Sakatlar Haftası takvimi şöyledir:
10 Mayıs: Sakatlar Haftası’nın başlaması, tüm sakatlara genel bakış.
11 Mayıs: Görmezler Günü.
12 Mayıs: İşitme ve Konuşma Özürlüleri Günü.
13 Mayıs: Ortopedik (Bedensel) Özürlüler Günü.
14 Mayıs: Zeka ve Ruhsal Özürlüler Günü.
5 Mayıs: Güçsüz, Yaşlı ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Günü.
6 Mayıs: Sakatlar Haftası’nın değerlendirilmesi çalışmaları ve kapanış.

Bu hafta boyunca bütün okullarımızda sakatlık ve sakatlık yapıcı nedenler anlatılmaktadır. Ayrıca bu hafta boyunca basın ve yayın araçlarıyla toplumumuza sakatlarla ilgili yararlı bilgiler verilmekte, yapılan çalışmalar halka duyurulmaya ve sorunlar bu yollarla aktarılmaya çalışılmaktadır.
Bugün yurdumuzda, çok iyimser düşünülerek bir rakam verilecek olursa, her on kişiden biri sakattır. Yani şu anda ülkemizde en az 3.500.000 sakat vatandaşımız vardır.

Günümüzün ileri toplumlarında sakatlarla ilgili sorunlar şöyle sıralanmaktadır:
1. Sakatlığı önlemek,
2. Sakatların tedavisini yapmak,
3. Sakatları eğitmek,
4. Onlara çalışma ortamı yaratmak ve sürekli çalışmalarını sağlamak,
5. Sakatların sosyal refahını sağlamak.

Birleşmiş Milletlerin 1981’i "Sakatlar Yılı" olarak ilan etmesi, bizim ülkemizde de bu konunun daha bir önemle ele alınması gerekliliğini açığa çıkarmıştır. Onlara acıyarak ve duygulanarak değil, içten ve yapıcı duygularla ve severek yardım elini uzatmak, her sağlam yurttaşın vatandaşlık görevidir. Sakatlarla ilgili sorunlar çoktur.      
Sakatlarla sadece yılda bir hafta ilgilenmek yerine onlardan tüm yıl boyunca ilgi ve yardımlarımızı esirgememeliyiz. Ulus olarak onların acı ve zorluklarını yenmek bizim görevimizdir. Dünya ulusları içinde sakat vatandaş sayımızla ilk sıralardayız. Bu büyük toplumsal soruna, gerçekçi gözlerle bakmalı,sakatlarımızı işe yaramaz diyerek toplum dışına itmek yerine onların güç ve yeteneklerinden çokça yararlanmayı amaçlamalıyız.
Sakatlara her alanda yardımcı olunmalı ve sakatlığı önleyici çalışmalar yapılarak sorunun güncelliğini her zaman koruması sağlanmalıdır. Toplumumuzun bu konuda eğitilmesi; özellikle anne ve babaların, çocuklarının uğrayacağı muhtemel sakatlıklara karşı aydınlatılması çağımızın insanî ihtiyaçlarından biridir.

 
Nedeni ve Önlemler
Kusurlar ve Giderilmesi
Görevlerimiz
Başkent Meslek Okulu
Şiirler