Kadın hakları mücadelesinin başlangıcı; 1789 Fransız Devrimi’yle başlar. Bu devrimle yükselen eşitlik ve özgürlük dalgasına kadın hakları da eklenir. 
1791’de Fransa’da "Kadın Hakları Deklerasyonu" kaleme alınır ve alan giyotine gönderilir.
 
Bu tip toplumsal olaylardan sonra Avrupa ve Amerika’da Kadın Haklarını savunan örgütlenmeler çoğalır.1857’de New York’lu kadın işçiler kitlesel greve giderler. 
 
8 Mart günü olan bu olay; 1910’da toplanan Dünya Kadınlar Kongresinde "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul edilir. 
1975 yılında Birleşmiş Mîlletler Kurulu da bu tarihi "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul eder.
Bu tarihten sonra tüm ülkelerde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır.
Ülkemizde kadın hakları Cumhuriyetten sonra başlar. Kurtuluş Savaşı’nda cephe gerisinde lojistik destek sağlayan kadınlarımız, cephede de erkeklerle birlikte düşmana karşı savaşmışlardır.
Bunu gören Atatürk; yurt savunmasında ve kalkınmasında kadının önemine ve rolüne işaret ederek reform hareketlerine girişmiştir.
Atatürk’ün başlattığı "Kadın Hakları Devrimi" bir çok Avrupa ülkesinden önce gerçekleşmiştir. 1934 yılında çıkan bir yasa ile de kadınlara seçme ve seçilme hakları sağlanmıştır.

Yurdumuzda 8 Mart günü kadınlara yönelik çalışmalarla değerlendirilir. Kadın erkek eşitliği vurgulanır.
Kadının evrensel hakları ve hukuku, bir insan olarak değeri ve önemi, ev ve iş hayatındaki yaşamı, bedensel hakları ve kadın olmaktan doğan doğal hukuku vb. gibi hususlar, Kadınlar Günü’nde değerlendirilir.

Karma eğitim gören ya da görmeyen okullarda da cins ayrımcılığına karşı seminerler verilir.
Çeşitli etkinliklerle kız ve erkek çocukların birlikte günün değerlendirmesi yapılır.